19 Şubat 2010 Cuma

Kütür Kütür Yeşil Erik

Şöyle sulu sulu, kütür kütür, diş kamaştıran, ağız sulandıran, hep çemkirmesi meşhur komşunun bahçesinde oldukları için akıl çelen ve özlenen bir şeydir benim için.

Komşunun yasak ağacındakine nazaran manavın veya seyyar satıcının tezgâhında olanlar aynı değerde değillerdir nedense. Dalından koparmak, uğruna dayak yemeyi göze alarak aşırmak, bir anlamda duygusal bedel ödemek gerekir yeşil erik için.

Önce kızılcıklar açar, sonra bademler, onlardan çok sonra gelir erik çiçekleri; gene de baharın ilk müjdecilerinden birisidir erik ağacı. Şubat ayının kısacık süren sıcaklarına saftirik ergenler gibi kolay aldanır.

Mükerrem hanım teyzenin böyle bir erik ağacı vardı, gözü gibi koruduğu.

Can eriği diyorum size.

Gerçi o eriğin güzelliği kendisinden çok çalmak için (gerçi biz dalmak derdik) yaptığımız planlardı. Bir kişi Mükerrem hanım teyzeyi oyalar, diğer iki kişi oyalayanın hakkını da düşünerek eriğe dalardık.

Ganimeti paylaşmak için koşarak uzaklaşmak gerekirdi, o koşuşturma sırasında koynumuza doldurduğumuz eriklerin yarısını yollara sepelerdik. Mükkerrem hanım teyze oturma odası penceresinin hemen önündeki can eriğini korumak için yaptığımız planları suya düşürürdü çoğunca, gene de çok bağırmazdı ama bize, şöyle bir çemkirirdi.

Siz siz olun eriği dalından yemenin tadını unutmayın, unutturmayın ve benim gibi yapın; daha hiç bir manavdan veya seyyar satıcıdan erik almadım, almayı da düşünmüyorum, ama her yeşil erik görüşümde Mükerrem hanım teyzenin ruhuna bir Fatiha okumak geliyor içimden.

Nevzat Tekin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder