14.Aralık.2009 - Pazartesi
Sen Kuşların Göçtüğü Yersin
Hafızamın şerrine uğrayanlar varsa beni bağışlasın; ancak bu yaşıma değin aldığım iki iltifatı unutmam mümkün değil.
Birincisi Ahmet abiden, hani şu avukat olan, uzun yıllar önce bir gün iş yerinin biraz ötesinde karşılaştık, beni farkedince gözleri ışıldıyarak "Seni gördüm de kitabımı unuttuğum aklıma geldi" dedi ve iş yerine geri döndü. Aklına kitap düşüncesinin beni gördüğünde düşmesini ifade etmesi ne kadar incelikliydi. Kitaplarla seni özdeşleştirdim demenin ne güzel bir yöntemiydi bu. Ah benim Ahmet abim, güzel abim.
İkincisini ise yaşam sınavından alınmış bir onur nişanesi gibi aklımda tutuyorum; "Sen kuşların göçtüğü yersin" demişti sevgili. Sıcacık bir iltifattı, imge zenginliği idi, içmeden körkütük sarhoş edebilecek bir sözdü.
Gerçekten de okyanus geçmek zorunda olan kuş sürüleri gibiydik yola çıkarken, herkes gibi hayatlarımızı ısıtacak iklimler arıyorduk.
"Marifet iltifata tabidir, iltifatsız marifet zayidir" diyen ataların ellerinden öpmek gerekir.
Hepimizin ihtiyacı var iltifata, tay tay durmaya çalışan on aylık bebeğin de ihtiyacı var, yapabildiklerini artık kontrolsüz yapabilen yaşlıların da. Cebimizden para çıkar gibi cimri olmamıza gerek yok bu konuda. Hak edene hakkı verilmeli kuşkusuz, iltifatı esirgemeyin sevdiklerinizden, bakın yıllar sonra bile unutulmuyor.
Nevzat TEKİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder